16 Temmuz 2009 Perşembe

"Savaş Atı"

1. Dünya Savaşı sırasında bir ingiliz çocuğun ve onun atlara olan hayranlığını anlatan "War Horse" isimli oyun Londra'da National Theatre'da sergileniyor.Eleştirmenler oyunda kullanılan at figürlerinin en az oyuncular kadar canlı göründüklerini,nefes alıp verdiklerini ve hikayenin anlatımına güç kattıklarını yazmışlar. Oyundaki her at ikisi at bedeninin içinde olmak üzere 3 kişi tarafından oynatılıyor.Atlar temel olarak ıslatılarak kıvrılmış tahtalardan ve hareketi sağlamak üzere tasarlanmış metal aksamlı düzeneklerden oluşuyor.Ayrıca beden bir tür ipek kumaşla kaplanmış.Bu hem kuklaların yüzeylerine deri efekti veriyor hemde at bedeninin içindeki 2 kuklacıyı kısmen gizliyor. Gelelim oyunun hikayesine; "Küçük Albert'in en yakın dostu atı Joey'dir.Ancak Albert'in ailesi Joey'i bir İngiliz Subayına satar ve arından I.Dünya Savaşı başlar.Subay doğal olarak atı ile birlikte harbe gider ve aslında orduya yaşı tutmayan Albert hem ülkesi için savaşmak hemde atını geri almak hayaliyle askere gönüllü yazılır."
"War Horse"National Theatre of London


10 Temmuz 2009 Cuma

5 Temmuz 2009 Pazar

Sessiz Film+kabare+Animasyon+Canlı Müzik= 1927

1927 isimli ingiliz tiyatro topluluğu 2008 yılında sahneledikleri "Between the Devil and the Deep Blue Sea" isimli oyunlarıyla bizlere farklı bir gösteri sunuyor.Günümüz modern tiyatro seyircisine bugünün konularını anlatan,görsel sanatların hem eski hemde günümüz olanaklarını çok esteteik bir formatla harmanlayan bir ekip 1927.Oyun sessiz filimlerin teatral dinlendiriciliğini ve sadeliğini günümüz dijital animasyonlarla destekleyerek,birbirinden aslında bağımsız ama içsel anlamda manalı 5 faklı epizottan oluşuyor.Eğer "Tiyatro sihir tozu ve renkli konfetilerden oluşur"a inananlardansanız 1927'nin oyunları size hitab edecek demektir.Topluluk geçen yılki Edinburg Fringe Festivalinde neredeyse tüm ödülleri aldı.1927'nin sürreal masal dünyasında oyuncular animasyonlarla interaktif oluyor ve çok farklı katmanlardan farklı seyirci kitlelerini kendisine çektiğini yazıyor eleştirmenler.